10 Aralık 1958, Tel-Aviv
Sevgili dostuma en iyi dileklerimle,
Sen ve ailenden haber almayı özledim, ayrılmamdan önce bana başarıya ihtiyacın olduğunu söylemiştin… durumunu öğrenmek istiyorum.
İzin ver Tora’nın sözleriyle konuşayım. “Benim Kurtuluşumun Muktedir Kayası,” şarkısında, şöyle yazılıdır, Yunanlılar etrafımı sardı… kulelerimin duvarını yıktı.” Yunan Klipa’sını (Yunan kötü eğilimi) şöyle yorumlamalıyız, onlar Şabat’tı ve sünneti iptal etmek ister. Şabat ve sünnete “işaret” denir, anlaşmanın işaretine “İnancın Mitzva’sı” (İnancın Sevabı) denir. Bu nedenle özellikle bu iki Mitzvot’u (ıslahlar-sevaplar) iptal etmek isterler, çünkü tüm İsrail’de (maneviyata yönelmiş olanlarda) inancı iptal ettiklerinde Tora’daki (Manevi Çalışmadaki) tüm ıslahları iptal etmiş olurlar.
İnanç demirden duvardır, yani insan inancı olduğu ölçüde Manevi Çalışma ve Islahları yerine getirdiğinden, bu yabancıların kutsallığa girmesini engelleyen bir bekçi gibidir. Bunu başardığımızda onun içinde gizli olan ışığı, iyiliği, hoşluğu ve canlılığı almakla ödüllendiriliriz, şöyle yazdığı gibi, “onlar bizim yaşamımız ve günlerimiz olduğundan.”
Bu, “kulelerimin duvarları yıkıldı,” sözünün anlamıdır, yani duvarda “inanç” denilen delik açmak. İnancın sevabıyla bizler Maneviyattaki üst hazzın tatlılığı olan “bereketle dolu bir kule” ile ödüllendiriliriz. Bir mucize olur ve Yaradan onlara yardım eder ve Yunan Klipa’sını (Yunan kötü eğilimi) yenerler ve böylece bir kez daha büyük ışıkla ödüllendirilirler. Buna “Hanuka mumu,” denir, yani kişi inanca tutunarak ışıkları edinir.
O’nun ışığıyla ödüllendirilmeyi dileyelim.
Dostun,
Baruh Şalom HaLevi Aşhlag